İçindekiler:
- Koku ve tat alma duyumuzun işlevini nasıl geliştirebiliriz?
- 1. Her gün yeterince demir ve omega-3 alın
- 2. Yeme alışkanlıklarınıza dikkat edin
- 3. Sigarayı bırakın ve araç dumanından kaçının
- 4. Sabahları yeterli su alımı ve düzenli egzersiz
- 5. Güçlü kokulardan ve koruyucu gıdalardan kaçının
Yaşlanmanın etkileri sadece fiziksel görünüşünüzü değil, aynı zamanda beş duyunuzun işlevini de değiştirir. Ancak bu, bu değişikliği hafife alabileceğiniz anlamına gelmez. Daha az keskin kokmaya başlayan koku alma duyusunun, bunama veya Alzheimer hastalığı gibi beyin bilişsel bozukluk riskinin artmasıyla ilişkili olduğu bildirildi. Bu arada, tat duyusunun işlevi, yiyeceğin tadını ve dokusunu ayırt etme yeteneğinin kaybına neden olabilir ve bu da yeme alışkanlıklarını ve sağlık koşullarını etkileyebilir.
Yaşlanmanın yanı sıra hastalık, burnun ve ağzın yiyecekleri tatma işlevini de engelleyebilir. Enflamasyon veya enfeksiyon yaşandığında, vücuttaki TNF-α protein seviyeleri hastalıkla savaşmak için artacaktır. Bu proteinin artan seviyeleri, dilin işlevinde bozulmaya neden olur ve bu da yediğiniz veya içtiğiniz her şeyin tadı normalden daha acı hale getirir. Grip veya soğuk sırasında, burun mukus tarafından da tıkanır ve kokusu daha az keskinleşir.
Koku ve tat alma duyumuzun işlevini nasıl geliştirebiliriz?
Koku ve tat alma duyunuzu kaybetmek, tehlikeyi fark etmeniz için kötü olabilir. Bayat yiyecekler ve hatta gaz sızıntısı kokusu arasındaki farkı söyleyemezsiniz.
Öyleyse burnunuzun ve dilinizin sağlıklı kalması ve her zaman iyi çalışması için bu ipuçlarını takip edelim.
1. Her gün yeterince demir ve omega-3 alın
Farkında olmadan, günlük yiyeceklerimizden besin alımı, beş duyunuzun iyi işleyişini destekleyebilir. Özellikle demir, burnun koku alma işlevini yerine getirmesine yardımcı olurken, omega-3'ler yiyecek dokularını tespit etmek ve lezzetleri ayırt etmek için dil işlevini sürdürür.
Bu iki önemli minerali somon, ton balığı ve sardalya gibi çeşitli yağlı balık türlerinden elde edebilirsiniz; kabuklu deniz ürünleri; yağsız sığır eti; Fındık; ve ıspanak veya hardal yeşilliği gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler.
2. Yeme alışkanlıklarınıza dikkat edin
Sadece yemek seçimleri değil, yeme alışkanlıklarınızın da dikkate alınması gerekir. Kötü beslenme alışkanlıkları burnun ve dilin işlevini etkileyebilir.
Şimdi bu iki duyunun işlevini geliştirmek için burnunuz çok iyi çalışırken, açken yemek yediğinizden emin olun. Yemeye başlamadan önce yiyeceğin kokusunu almaya çalışın ve kokunun nereden geldiğini anlamaya çalışın. Örneğin, kırıntı kokusu kimyondan mı yoksa zerdeçaldan mı geliyor?
Daha sonra yemek yerken yavaşça ve sakince çiğneyin, böylece diliniz yemeğin dokusunu ve tadını daha iyi tanıyabilir. Çok sıcak veya çok soğuk yiyeceklerden kaçının.
3. Sigarayı bırakın ve araç dumanından kaçının
Sigara içmek kişinin kendisi için zararlı olan bir alışkanlıktır (tabii ki başkaları için olduğu gibi!). Sigara içmek sizi diş eti hastalığına, ağız yaralarına ve dilinizin işlevini engelleyebilecek diğer hastalıklara daha yatkın hale getirir.
Ayrıca sigara dumanı burun ve dildeki reseptörlerin performansını bozabilir. Uzun vadede, izabe olarak burnun arkasında bulunan koku alma sinirleri kalıcı olarak hasar görebilir.
Sigara dumanı dışında araç dumanından da kaçınmalısınız. Sigara içen insanlardan uzak durun ve dışarı çıkarken mutlaka burun maskesi kullanın.
4. Sabahları yeterli su alımı ve düzenli egzersiz
Bol su içmek, sizi ağız kuruluğu ile karakterize olan dehidrasyondan korur. Yeterli tükürük olmadan, dil yiyecekleri tatmak için düzgün çalışamaz.
Ayrıca her gün yavaş yürümek, tempolu yürümek veya 30 dakika koşmak gibi basit egzersizler yapmaya alışın. Sabah yapılsa daha iyi olur. Sabah egzersizi size daha taze ve daha temiz bir hava kaynağı sağlar, bu da burnun solunum havasındaki iyi işlevini sürdürmesine yardımcı olur.
5. Güçlü kokulardan ve koruyucu gıdalardan kaçının
Çöp, parfüm veya sprey gibi güçlü kokuların kokusu burnunuzun sağlığını etkileyebilir. Keskin kokular, şiddetli baş ağrılarına, baş dönmesine ve mide bulantısına neden olabilir. Bunun yerine, nane veya tarçın aromaterapi yağı gibi daha yatıştırıcı kokuları solumaya çalışın, bu da burun stimülasyonunun daha keskin hale gelmesini sağlayabilir.
Ek olarak, ilave tuz ve şeker içeren koruyucu yiyecekleri azaltın. Bu tür yiyecekleri yemeye alışkınsanız, diliniz kesinlikle çok tuzlu veya çok tatlı olan yiyecekleri algılayamayacaktır. Çok tuzlu veya tatlı yiyecekler de ağzınızın kolayca susamasına ve kurumasına neden olur.